7226 Sayılı Kanun Çerçevesinde Tahkimde Süreler Konusunda Doktrin Görüşleri ve İTOTAM Divan Kararı

7226 Sayılı Kanun Çerçevesinde Tahkimde Süreler Konusunda Doktrin Görüşleri ve İTOTAM Divan Kararı

ISTAC Başkanı Prof. Dr. Ziya Akıncı[i] Avukatlar Kulübü Buluşmaları kapsamında 30 Mart tarihinde düzenlenen Youtube canlı yayınında Tahkimde Süreler konusunda aşağıdaki hususlara değinmiştir:

· 7226 Sayılı Kanun’un adli sürelerin durdurulmasına ilişkin olarak düzenlenen Geçici 1. maddesinde[ii] tahkimdeki sürelere ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.

· HMK’nın 444. maddesinde[iii] açıkça aksi belirtilmedikçe 11. madde dışındaki hükümlerin tahkime uygulanmayacağı belirtilmiştir. Aynı şekilde MTK 17. maddesinde de HMK’daki hükümlerin aksi belirtilmedikçe tahkime uygulanmayacağı belirtilmiştir. [iv]

· Taraflar sürelerin durdurulmasını istiyorlarsa mutabık kalarak tahkimi durdurabilirler. Neticede tahkimin özü iradidir ve hakemden sürelerin durdurulmasını veya uzatılmasını isteyebilirler. Bu sebeple sürelerin durması veya uzaması tarafların ortak iradesiyle veya taraflardan birinin hakeme müracaat etmesi suretiyle mümkündür.

· Tarafların birinin talebinin diğer yanca kabul edilmemesi halinde hakeme müracaat edilerek pandemi döneninde dilekçe ve delillerin sunulmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle süre uzatım talebinde bulunmak mümkündür. İçinde bulunduğumuz fevkalade ve herkesin anlayabileceği insani durumda süre verilmesi de makul olacaktır. Aksi durum hukuki dinlenilme hakkının ihlali anlamına dahi gelebilir.

· ISTAC bu süreçte faaliyetlerine devam etmekte, çalışanlar evden hizmet vermekle birlikte telefon ve e-posta iletişiminde ve kuryelerin alınmasında hiçbir kesinti bulunmamaktadır. Tahkim davaları da tarafların ve hakemin kararına göre video-konferans üzerinden düzenlenebilmektedir.

Öte yandan İTOTAM Başkanı Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez ise yeni tarihli makalesindede[v] aynen aşağıdaki şekilde 7226 Sayılı Kanun’un adli sürelerin durdurulmasına ilişkin olarak düzenlenen Geçici 1. maddesin tahkim davaları bakımından da geçerli olduğunu belirtmektedir:

“Kanunda genel olarak davadan söz edilirken, özel olarak tahkimde açılacak olan davalar bakımından özel bir hüküm getirilmemiştir. Kanaatimce Kanunun kabulünü gerektiren koşullar ve amacı, tahkim davaları bakımından da geçerli olduğundan, buradaki sürelerin durmasını, Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre tahkim yolu ile açılacak ya da açılmış davalar bakımından da geçerli kılmak gerekir. Ancak kurumsal tahkim kuralları hakkında sürelerin durması söz konusu olmayacaktır. Bu konuda kurumlar kendileri süre bakımında genel bir düzenleme yapabilirler. Yine tüketici hukuku bakımından hakem heyetine yapılacak başvurular hakkındaki sürelerin de 13.3.2020 tarihinden itibaren duracağını kabul etmek gerekir.”

Bu konuda İTOTAM Tahkim Divanı ise 30 Mart 2020 tarihli kararında[vi] ise tahkimine konu olan süreler için aynen aşağıdaki şekilde karar almıştır:

Ülkemizdeki Covid-19 salgın hastalığı sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla; 22.03.2020 gün ve 31076 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2279 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile fevkalâde hallerde tatilden daha geniş bir uygulama kabul edilmiştir. Cumhurbaşkanı Kararında takiplerin durması yanında,

· icra ve iflâs hukuku ile taraf ve takip işlemleri yapılmamasına,

· yeni icra takiplerinin alınmamasına ve

· ihtiyati haciz kararlarının icra ve infaz edilmemesine de karar verilmiştir.

Fevkalâde mühlet süresi içinde, yani 20.03.2020 ilâ 30.04.2020 tarihleri arasında tüm icra ve iflâs takiplerinin durmasına karar verilmiştir. Böylelikle mevcut takipler bakımından yapılacak takip işlemleri bakımından süreler, fevkalâde mühlet süresi boyunca işlemeyecektir.

Fevkalâde mühlet hakkında Cumhurbaşkanı Kararından sonra, 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Geçici 1. maddesi ile sürelerin durdurulması hakkında ikinci bir düzenleme yapılmıştır.

[…]

Her iki düzenlemede de ihtiyati tedbir kararı ve ihtiyati haciz kararı istenmesi önlenmemiştir. Nitekim mahkeme uygulaması da bu yöndedir. Bu nedenle anılan süre içinde, her iki hukuki koruma önlemi talep edilebilecek ve hatta ihtiyati tedbirler hakkında verilen kararın icrası da istenebilecektir. Bu iki geçici hukuki koruma önlemine ilişkin süreler de durdurulmamıştır.

Gerek Cumhurbaşkanı Kararında ve gerekse 7226 sayılı Kanunda kurumsal tahkime ilişkin hükümler hakkında bir düzenleme bulunmamaktadır. Bununla birlikte salgının sonuçlarının aynı olması sebebiyle, İTOTAM’da açılmış olan tüm tahkim davalarına ve arabuluculuk süreçlerine ilişkin süreler ile hakemler, arabulucu veya Genel Sekreterlik tarafından verilmiş bulunan sürelerin 30.03.2020 tarihinden 30.04.2020 tarihine kadar durdurulmasına karar verilmiştir.

Duran sürelerin 30.04.2020 tarihinden sonra kalan süresinin on beş günden daha az olması halinde, bu sürelere on beş gün ilâve edilecektir.

7226 sayılı Kanun sadece sürelerin durması yönünde düzenleme getirdiğinden durma süresi içinde dava açılmasını engelleyen bir hüküm bulunmamaktadır. Bu itibarla, dava açılmasıyla meydana gelen sonuçlar doğacaktır. Durma süresi içinde tebligat yapılmasını önleyen bir hüküm de bulunmadığından durma süresi içinde tebligat yapılabilir. Ancak bu tebligat herhangi bir şekilde sürenin işlemeye başlamasını sağlamayacaktır. Örneğin durma süresi içinde tahkim başvurusu yapılırsa başvuruya cevap süresi olan 30 günlük süre 30.04.2020 tarihine kadar cevap süresi işlemeye başlamayacak bu sürenin bitiminden sonra süre işleyecektir.

Bu süre içinde sadece bir tür ihtiyati tedbir niteliğinden olan acil durum hakemine müracaat edilerek karar vermesi istenebilecektir. Ancak, her olayın niteliğine göre yapılan talepleri değerlendirip taraflara ilave süre verilip verilmeyeceğine acil durum hakeminin karar vermesi doğal mümkündür.


[i] Tahkim ve Arabuluculuk Dünyasında Korona Tedbirleri; XXIII. Avukatlar Kulübü Buluşması

https://www.youtube.com/watch?v=ekJdIdayA9Y

[ii] 7726 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Geçici Madde 1 – (1) Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla;

a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,

b) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır.

İlgili kaynaklar

(2) Aşağıdaki süreler bu maddenin kapsamı dışındadır:

a) Suç ve ceza, kabahat ve idari yaptırım ile disiplin hapsi ve tazyik hapsi için kanunlarda düzenlenen zamanaşımı süreleri.

b) 5271 sayılı Kanunda düzenlenen koruma tedbirlerine ilişkin süreler.

c) 6100 sayılı Kanunda düzenlenen ihtiyati tedbiri tamamlayan işlemlere ilişkin süreler.

(3) 2004 sayılı Kanun ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlar kapsamında;

a) İcra ve iflas daireleri tarafından mal veya haklara ilişkin olarak ilan edilmiş olan satış gününün durma süresi içinde kalması halinde, bu mal veya haklar için durma süresinden sonra yeni bir talep aranmaksızın icra ve iflas dairelerince satış günü verilir. Bu durumda satış ilanı sadece elektronik ortamda yapılır ve ilan için ücret alınmaz,

b) Durma süresi içinde rızaen yapılan ödemeler kabul edilir ve taraflardan biri, diğer tarafın lehine olan işlemlerin yapılmasını talep edebilir,

c) Konkordato mühletinin alacaklı ve borçlu bakımından sonuçları, durma süresince devam eder,

ç) İcra ve iflas hizmetlerinin aksamaması için gerekli olan diğer tedbirler alınır.

(4) Durma süresince duruşmaların ve müzakerelerin ertelenmesi de dâhil olmak üzere alınması gereken diğer tüm tedbirler ile buna ilişkin usul ve esasları;

a) Yargıtay ve Danıştay bakımından ilgili Başkanlar Kurulu,

b) İlk derece adli ve idari yargı mercileri ile bölge adliye ve bölge idare mahkemeleri bakımından Hâkimler ve Savcılar Kurulu,

c) Adalet hizmetleri bakımından Adalet Bakanlığı,

belirler.”

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/03/20200326M1-1.htm

[iii] Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 444- (1) Bu Kısımda düzenlenen konularda, aksine hüküm bulunmadıkça bu Kanunun diğer hükümleri uygulanmaz.

https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6100.pdf

[iv] Milletlerarası Tahkim Kanunu Madde 17 – Bu Kanunla düzenlenen konularda, aksine hüküm bulunmadıkça, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanmaz.

https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.4686.pdf

[v] 2279 sayılı Cumhurbaşkanı (Fevkalâde Mühlet) Kararı ile 7226 Sayılı Kanun’un Geçici 1. Maddesinin Birlikte Değerlendirilmesi https://blog.lexpera.com.tr/2279-sayili-karar-ile-7226-sayili-kanunun-birlikte-degerlendirilmesi/

[vi] Divan Kararı; https://www.itotam.com/