The Legal 500 – ISTA Turkey Disputes Summit İstanbul’da Toplandı

The Legal 500 – ISTA Turkey Disputes Summit İstanbul’da Toplandı

İstanbul Tahkim Derneği (İSTA) ve The Legal 500 ortaklığında düzenlenen “The Legal 500 Turkey Disputes Summit” 5 Aralık 2019 tarihinde Çırağan Sarayı’nda gerçekleştirildi. 4 farklı panelde Tahkimin 4 farklı boyutunun tartışıldığı etkinlik İSTA Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Gün’ün açılış konuşması ile başladı.

Mehmet Gün yaptığı konuşmada Türkiye ile yakın nüfuslara sahip olan Almanya gibi daha gelişmiş olan ülkeler arasındaki farkın esas nedeninin Almanya’nın uyuşmazlıkları çözmek için iki katı daha fazla performans göstermesi olduğunu, bu performansın da Almanya’yı Türkiye’nin 4 katı ileriye taşıdığını belirtti. Türkiye’nin bu alanda önemli gelişmeler kaydettiğini söyleyen Gün, özellikle ISTAC’ın ilk defa Türkiye’de tüm kesimlerin bir araya gelmesi ile kurulduğunu aktardı. Mehmet Gün, Türkiye’de tahkim uygulamacılarını bir araya getiren bir sivil toplum kuruluşu oluşturma çabasının İSTA tarafından gerçekleştirilmesinin de ikinci önemli başarı olduğunu iletti.

Tahkim Duruşmasında Avukatlar Görevlerini Yerine Getirmediklerinde Hakemler Ne Yapmalıdır?

Moderatörlüğünü BennArb Kurucu Bennar Aydoğdu’nun yaptığı “Tahkim Duruşmasında Avukatlar Görevlerini Yerine Getirmediklerinde Hakemler Ne Yapmalıdır?” başlıklı panelde konuşan Gün + Partners Ortağı Pelin Baysal, hakemlerin duruşma sırasında tarafların getirdikleri ile bağlı olup olmayacağı sorusunun farklı yargı bölgelerinde uygulanan hukuk kurallarına göre farklı şekillerde cevaplanabileceğini belirtti. Baysal, tahkim söz konusu olduğunda tarafların tahkim duruşmasına uygulanacak usulü istedikleri gibi belirleyebileceğine dikkat çekti.

AKT Hukuk Ortağı Cem Kaspi ise hakemlerin tahkim duruşması sırasında daha pasif olduğunu belirtip, aslında hakemlerin kendilerine bir soru listesi hazırlayarak uzmanlar vasıtası ile daha serbest bir muhakeme yürütebileceklerini paylaştı. Ancak hakemlerin bu filleri gerçekleştirirken taraflara eşit mesafede bulunmasının, tarafsızlıkları için önemli olduğu vurguladı ve tahkim duruşması taraflarının süreci istedikleri gibi tasarlayabileceğini hatırlattı.

Panelin son konuşmacısı olan Arıkan Partners ortağı Volkan Arıkan ise avukatların işlerini ne kadar doğru yaptıkları konusunda uluslararası etik kuralların önemini anlattı. Panelde söz alan Mehmet Gün ise olayları tam olarak anlamadan ve kuralları doğru uygulamadan doğru ve tam bir sonuca ulaşılamayacağını belirtti ve tam ve doğru ifşa’yı sağlayan kuralların önemini vurguladı.

Tahkim Duruşması Sırasında Şirket Avukatları Hukuk Bürolarından Ne Bekliyor?

Aynı zamanda etkinliğin sponsoru olan Kılıç Law ortağı Duygu Doğan’ın moderatörlüğünü yaptığı “Tahkim Duruşması Sırasında Şirket Avukatları Hukuk Bürolarından Ne Bekliyor?” başlıklı ikinci panel ise Socar Türkiye Başhukuk Müşaviri Celal Savaş’ın konuşması ile başladı. Celal Savaş, uyuşmazlık taraflarının tahkimi seçmesinin ardında yatan sebepleri, tahkim duruşmasının gizli olarak sürdürülmesi, tarafların kendi istedikleri hakemleri seçme imkânı ve uyuşmazlık konusunu çözümleyecek hakemlerin yetkinliğine duyulan güven olduğunu aktararak, New York Konvansiyonu uyarınca tahkim kararlarının tenfizindeki kolaylık ve tahkim duruşmasının arka planında süregelen sekretarya işlerinin daha düzenli ve denetimli yapılmasının da önemini vurguladı.

Enerjisa Başhukuk Müşaviri Didem Mutlu ise uyuşmazlığın konusunun oluşturan hukuki ilişkilere en başında beri dâhil olan şirket avukatlarının uyuşmazlık çözümüne objektif bir tutum oluşturmak için gerektiği zamanlarda dışarıdan avukatlık hizmetleri almasının önemini vurguladı. Ayrıca şirket avukatı ve dışarıdan avukatlık hizmeti sağlayan avukatlar arasındaki iletişimin önemine dikkat çekerek, bu iletişimin mümkün olduğunca açık ve doğru olması gerektiğini söyledi.

Panelin son konuşmacısı Karadeniz Holding Başhukuk Müşaviri Nazlı Oba kendi tecrübelerinden bahsederek, şirketinin dahil olduğu yatırım tahkimi anlaşmalarını anlattı. Hukuk bürolarından hizmet aldıkları zamanlarda en büyük beklentilerinin çalıştıkları avukatlardan düzenli ve açık bilgilendirme olduğunu söyledi.

Panelde söz alan Pelin Baysal, tahkim duruşmasının de facto gizli olmadığını hatırlattı ve şirket avukatlarının tahkim sözleşmelerinde gizlilik, tahkim kararlarının bağlayıcılığı ve icra edilebilirliğini düzenleyen hükümlere dikkat etmeleri gerektiğini belirtti.

Uyuşmazlık Çözümündeki Riskler ve Bu Risklerden Sakınma Yöntemleri

TURUNÇ ortağı Kerem Turunç moderatörlüğünde gerçekleşen Uyuşmazlık Çözümündeki Riskler ve Sakınma Yöntemleri başlıklı panelde ilk konuşmayı Shell Başhukuk Müşaviri Berç Germeyan Işık yaptı. Şirket avukatlarının hangi uyuşmazlıklarda tahkimi hangi uyuşmazlıklarda adliyeleri tercih ettikleri konusunda Germeyan Işık büyük ve riskli uyuşmazlıklarda tahkime gittiklerini, küçük ve daha az riskli uyuşmazlıklarda adliyelere tercih ettiklerini söyledi.

Şirket avukatlarının dışarıdan avukatlık hizmeti almaya karar vermesi haline bu hizmeti sağlayan avukatların veya avukatlık bürolarının hangi ölçütlere göre değerlendirildiğini anlatan Germeyan Işık, geçmiş tecrübelerini ile başarılarını kanıtlayabilen avukatları tercih ettiklerini ve dışarıdan avukatlık hizmeti sağlayan avukatların sağladığı hizmetin kalitesine güvenildiği takdirde, talep edilen ücretin önemini büyük ölçüde yitirdiğini belirtti.

Akkök Grup Başhukuk Müşaviri Çağla Zingil ise güvenin öncellikle değerlendirdikleri bir unsur olduğunu ve her zaman en yüksek ücret talep edenin en iyi hizmeti sağlayamadığını çünkü ücretle beraber şirket avukatlarının beklentilerinin de arttığını belirtti.

Üçüncü Taraf Fonlama

Birebir Tartışma Paneli’nde ise Kabine Ortağı Av. Dr.Ural Aküzüm Türkiye’de çok yeni bir uygulama olan üçüncü parti anlattı ve hukuk felsefesine dayandığını, davacılara adalete erişim hakkı sağladığını ve bu sebeple kamu hukuku ile insan hakları hukukuna da dokunduğunu belirtti. Üçüncü kişi fonlamada üç farklı taraf (aktör) olduğunu; bu aktörlerden birincisinin finansör, ikincisinin fondan fayda sağlayan kişiler (yani dava sürecinin finansa etmek isteyen davacılar) ve üçüncü olarak da avukatlar ve hukuk büroları olduğunu açıkladı. Üçüncü parti fonlamaya ilişkin tartışmaya açık konulardan birinin finansörün kendi çıkarlarına göre mi, finanse ettiği kişinin çıkarına mı göre hareket etmesi gerektiği üzerinde yoğunlaştığını hatırlattı.

Bench Walk Advisors’dan Ayşe Lowe üçüncü parti fonlamaya ilişkin tecrübelerini aktararak fonlayıcıların dava stratejisine karışmadıklarını belirti. Ayşe Lowe, sağlanan finansal yardımın hangi durumlarda geri talep edildiği sorusuna, her sözleşmede değişmekle beraber genellikle davacının hileli işlemlerde bulunduğu tespit edildiğinde sağlanan fonun geri ödenmesinin talep edildiğini söyledi.